Bir çok insan giriyor yaşamımıza.
Kimini biz davet ediyoruz, kimi (iş hayatındakiler gibi) kendiliğinden giriyor..
Kimini seçiyoruz, kimine mecburuz..
Bana iyi gelmeyenleri dönem dönem temizlerim ben. Az insan var hayatımda ama en azından gerçekler!
İş vs gereği uzak duramadıklarım için de, görünmez zırhlarım var. İçime girip, beni azaltmasınlar diye..
Söyledikleri bana ulaşamayıp, ait olduğu yere geri seksin diye..
Kimleri mi temizlemeli?
Başarılarınızı paylaştığınızda gözleri sizinle birlikte parlamayanı..
Hep şikayet edip, hiç bir şey değiştirmeyeni..
Konuştuklarıyla enerjinizi tüketip, başkasına gelince politik davranıp kuzuya dönenleri..
Nedenini bilmediğiniz halde, içinizdeki sesin “güvenme” dediklerini..
Kötüyüm dediğinizde, nerdesin yerine hayırdır diye soranları..
Başkalarının arkasından konuşup, yüzüne gülenleri..
Cesaretinizi kırmaya çalışan ama kendi hayatını sürüklemeye çalışanları..
Onu ne kadar ikna etseniz de, kurban psikolojisinde yaşamayı seçenleri..
Fikrinize, aklınıza, ruhunuza, tercihlerinize saygı duymayanları..
Uzak durun dostlarım.. Ruh hali bulaşıcıdır..
Van Gogh’un harika bir cümlesi ile bitiriyorum. Gerisi lafügüzaf!