Dün Kocaeli Üniversitesi’ndeki arkadaşlarımla iş yaşamını konuştuk.
Gencecik ışıltılı gözlerinde endişeler ortak:
Okulum uzadı, iş ararken sorun olur mu?
Deneyimsizim, nasıl iş bulacağım?
Ya iş hayatına adapte olamazsam?
Bir hayli dertleştik. Bir soru sordum onlara:
“Diyelim ki bir hayaliniz var. Girişimci olmak, kitap yazmak, beyaz yakalı finansçı olmak gibi..
Diyelim ki amacınızı bulmuşsunuz.
Size bir teklif geldi: 1 günlüğüne hayalinizi yaşayacaksınız, ama hiç para almadığınız gibi, o gün çok yorulacak ve gecelere kadar çalışacaksınız. Bir de aynı gün farklı bir iş var, karşılığı diyelim günlük 5000 TL.
Hangisini seçerdiniz?”
Hepsi durdu. Sonra dedim ki, ben ilk şıkkı seçtim. Zor soru değil mi?
Yürekten inanıyorum ki;
İnsanın içinden dolup taşan bir amacı / tutkusu varsa,
bunun için kendini sürekli geliştiriyorsa,
örneğin o gün için o parayı reddedecek ve diyelim bir ay sadece patates yemeye razı olacak, daha küçük eve çıkacak veya yaşamını tamamen küçültecek kararlılığı da varsa;
o insan mutlaka başarılı olur. Eninde sonunda hayal ettiğine kavuşur.
Amaç, azim ve tutku kaderi dönüştürür!
Diyelim ki şu an çalışıyor ama mutsuzsunuz. Veya okulu bitirmek üzere olan öğrencisiniz. Veya iş arıyorsunuz.
Siz hangi cevabı seçersiniz? Zor soru, kabul ☺️