Kurumsal yaşam yolculuğumda 4 ayrı şirkette çalıştım.

Hiç birinde işe alım için aradıkları “mükemmel insan profili” listesindeki tüm kutuları doldurmuyordum. Yani:

İlla o sektörde tecrübeli, illa o spesifik işte deneyimli değildim 🙂

Kaldı ki; olsaydım da bir şey değişmezdi. Her kurum, her iş yapış şekli, her deneyim farklıdır.

Hatta bazen ayni işte yıllarca deneyim körlük getirir, bazen daha zor alışırsın yeniye.

Kurumun içindeyken de böyle. Bir projeyi vermezler, daha önce bu çapta bişi yönetmedin diye..

Birbirinden alakasız bu iş geçişlerinin hiç birinde; iş görüşmesi sırasında tahmin edildiği gibi “başarısız” olmadım.

Ama işi almak için karşımdakini ikna etme tarafında çok zorlandım.

Zorlanmamalıydım aslında. Çünkü niyetimiz varsa tamamen başarısız olmayız zaten hiç birimiz.

Niyetimiz varsa;

daha hızlı öğreniriz.

daha çok çalışırız.

daha cesur ve girişken oluruz.

daha fazla değiştiririz oyunun akışını.

hata yapsak da çabuk toparlarız.

işimizi aşkla yaparız.

Liderler ve IK’cı dostlarım: Biri için karar verirken, hadi niyete bakalım biraz da. Gözlerdeki ışığa, öğrenme tutkusuna..

Gerisi kendiliğinden gelir. Hem de daha iyi gelir ☺️

Hepimize güzel haftalar 🍀🍀🙏

Tavsiye :   Kimlerden Uzak Durmalı?

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.