20’li yaşlarımın sonlarına doğru..

Çalıştığım yerden memnunum, işi de seviyorum.

Elimde uluslararası bir proje var.

En iyisini yapmaya çalışıyorum ama yurt dışındaki koordinatör sürekli zorluk çıkarıyor ve iş birliği yapmıyor.

Onu nasıl ikna edebileceğimi bilemediğim için işin ortasında ciddi gol yiyorum ve beni projeden alıyorlar. Kıvıramadın bu işi, diyorlar.

Bir kaç hafta olayı sorguluyorum, kendimi hırpalıyorum, çünkü haklı olduklarını biliyorum içten içe.

İç sesim bağırıyor bana:

Son derece başarısız yönettin süreci kızım, hayatta bir daha sana büyük proje vermezler!

Sonra diyorum ki, olan oldu. Geçmiş Olsun!

“Kuyruğu kıstırıp küsmek yerine; nasıl yeniden güven kazanırsın?”

Böyle düşününce alternatifler çoğalıyor zihnimde..

Kendine doğru sorular sormaktan daha önemli bir şey yok!

İkna eğitimlerine gidiyorum, iş yönetimi kitapları okuyorum, üstlerle-eğitmenlerle görüşüyorum vs.

Zamanla değişiyorum, geliştikçe kendime güveniyorum.

Üstlerimle aram fena değil ama daha da önemlisi kendimle aramı düzeltiyorum 🙂

Hala iknada zorlanırım, kabullendim ama öğrenmeye devam..

Sokrates’in eşsiz cümlesi var şimdi aklımda:

Değişimin sırrı, tüm enerjini eskiyle savaşmak yerine, yeniyi inşa etmeye odaklamaktır.

Hadi yeni kendinize odaklanın, geçen geçti, kalan sağ yanımız bizimdir 🙂

Tavsiye :   Başarısızlık Hikayesi Yazmak

Bloga e-posta ile abone ol

Bu bloga abone olmak ve e-posta ile bildirimler almak için e-posta adresinizi girin.